Bab-ı esrar…Çözülemeyen düğüm…Anlaşılamayan sözler ve anlaşılan gözler…
Gün, Kasım’a durmuştu. O mevsimdeydi ilk sitemli bakışın…Ben gidiyordum, sen bakıyordun.Yine de yanımda duran bedenin aynı mevsimde yaslanmıştı sadakatime. Gün, Kasım’a durmuştu. Yine de bab-ı esrar…Yine de çözülemeyen düğüm…
Kıvılcım gibi bir bakış…Çocukluğumdan kalma bir nakış. Denizler yeşil miydi ben çocukken? Ya da her ne varsa yeşil olan, bu kadar güzel miydi? Kor kor yanıyor saatlerim. Ellerim, ellerim…Alaza düşmüş gibi eriyor ellerim.Ellerini tutan ellerim…

Haram yoktu…Ve ne çoktu yıllardır beklettiğim sevda…Kimse için harcamadığım sevda…
Yalansız, yalın bir aşk…Bitimsiz, yalım bir aşk. Çok şey vardı daha söylenecek; boğazım dokuz boğum. Çok şey kaldı söylenmemiş; boğazımda kırk düğüm. Sevgiye iman ederken ben denizler saklanmışsa toprak artlarına gecem utanca soyunur. O senin ince yaprakların büyürken şerha şerha, gündüzün niye kaygı taşır? Ölümden çalınan şu birkaç saatlik ömür bize armağandır kendimizden. Saatler süren sohbetler, yorulmak bilmeyen diller, bulanmayan gözlerdi bizi biz yapan. Konuştukça coşan dilim, sana baktıkça bağlanan gözlerim, inandıkça inanan yüreğim…Ve o yüreğe dalga dalga vuran ayrılık kararı…Kaygıların doğurduğu, inançların boğulduğu gidiş saati…Yine de ne çok sevmişiz birbirimizi. Ne çok özleyeceğiz birbirimizi.

Anlamadığım her sözünde ve anlayamadığım her davranışında sığınırdım ten yeşili gözlerine. Çözemediğim her sözünde, ıslak bakan gözlerinden alırdım cevabımı. Muradına eren derviş gibi, mühürlü gözlerin açılır, bir başka bakardın tüm şüphelerimi silerek.
Yarım kalan bir çığ gibiyiz. En coşkulu zamanlarımızda yenildik hırslarımıza. En güzel zamanlarımızda söndürdük kandilleri. Biliyorum, bir yer altı suyunun denizine kavuşması gibi olacak yıllar sonraki buluşmamız. En olgun hallerimizle selamlayacağız birbirimizi. En zoru severek ayrılmakmış diye fısıldayacağız kulaklarımıza, yıllar sonra.
Denizde tuz yarası. Tenimde sır karası. Dilimde can eriği kokusu. İçimde severken ayrılmanın ezikliği…Çözülemeyen düğüm…Anlaşılamayan sözler ve anlaşılan gözler…Bab-ı esrar… Çözülemeyen o en son karar.

Cüneyt GÜNDOĞDU

Cevap Ver

Please enter your comment!
Please enter your name here