Ben o sesi bilirim! Yüreğe sığmayan sevdayı parçalayan çelikten gürültüyü… Ben o sesi bilirim. Yaprağın dalından ayrılırken koparttığı gece yarısının, akıl almaz tınısını… Kandırılmışlığın isyanını iyi bilirim. Seni seviyorum diyene, ben de seni derken titreyen sesi ben çok iyi bilirim.

Hastane önünde, otobüs kuyruğunda, bir gece yarısı yazlık sinemada hep aynı dalgın bakışlar, aynı heyecanlı ses. Hülyasına seni katmış, ellerini bırakmaz sen güneşe tırmanırken. Terlersin de, sıcaktan değil alnımdan dersin ona. Salkım saçak gölgelerde sakinleştirmeye çalışırken doludizgin aşkını çıkıverir ağzından birkaç aşk senfonisi. Sen inanmışsındır çünkü; sen, ona güvenmişsindir.

Bir kumral başağın boynunu bükmesinin hicranını görürsün onda. Kavga edersin toprakla. Kavga edersin suyla, insanla. İnanırsın ya ona; o olursun artık. Bir kişilik nefes alır iki kişilik verirsin. Elleri senin yüzünde gözleri gözlerindedir ya hep, sen altın işlemeli bir umudun süslerini dikersin hayata, ikinizin isminin baş harflerinden. Ne kızılca kıyamet bir öfke düşer aklına ne terk edilmenin sözlük anlamı. Bir gelinlikle bir damatlığın dansı döner semada geç vakitte. Ayın temiz şavkından, imrenilen, özlem duyulan ne varsa sızar ümide koşar adımlarla. Yaşama dair haklar ortak bir hayale döner, bir arabanın iki koltuğunda.Hayallere atılan imzayla, ölümsüzleşir o gece.

Haziran’da elma kokusu gibidir aşk. Dalında olmaz, bulamazsın… Kuş yuvasının bereketi değildir artık arkadaşlarına anlattıkların. Yırtılmış bir gökyüzünden kan kokusu bulaşır dünyaya, ar damarı en çatlamışından. Gürzün kalın sesi çevirir hayatın sayfalarını şimdi. Çevrilen her sayfanın yırtıklarını biriktirip anlamaya çalışırsın yazılanları. Biraz ondan biraz senden bahseder yırtıklar. Kartalın cesareti ile güvercinin sükûneti sıkışmıştır satırları sağlamlaştıran tuğlaların arasına. Ama bir de, yalan ve dolan sözcükleri sıradurmuştur aynı satırların kabri başında. Tunalıhilmi’de, bir bahar günü saatlerce boydan boya gezilen bir Ankara samimiyetine hiç yakışmayacak bir biçimde hem de.

Her şeyi anlarsın. Ama neye yarar anlamak? Açıklaması bile olmayan bir gidişin güneşi bile yakmasıdır dünyaya kalan.

Ben o sesi bilirim! Yüreğe sığmayan sevdayı parçalayan çelikten gürültüyü…Ama ben en çok namusu bilirim, ben erdemi bilirim. Ben kalp kırmamayı, kadir bilmeyi, umut verip bir alçak gibi kaçmamayı bilirim.

Ben, sevmeyi iyi bilirim…

Cüneyt GÜNDOĞDU

Cevap Ver

Please enter your comment!
Please enter your name here