Kandildeki yağ ağır ağır eriyor…
Merdivenlerde son soluğum
Hayat dediğin
Doğmakla ölmek arasındaki ince çizgi…
Niye yaşadığını bilmeyen
Kısa gün kârcısı bir sürü koca baş
Kandildeki yağ eriyor…
Ben bir yaş daha aldım bugün
Yanlışları daha çok gören gözüm, kanıyor
İki gözüm
Kanıyor
İki gözüm
Korkuyor…
Vaz mı geçmeli şu hayattan
Ya da inatlaşmalı mı ?
Hayat eşittir insan mıdır
Yoksa var mıdır başka tarifi ?
Mesela bir tutam reyhanın kokusuna satılmaz mı şu dünya?
Sevinç doğmaz mı çorak topraklardan?
Şefkat akmaz mı çolak yapraklardan?
Su üstünde binlerce yakamoz
Eskici sesi
Laterna cıyırtısı
Gümüş parıltısı…
Bir sabah kahvaltısı
Demli çay
Sıcak ekmek
Birkaç yeşil zeytin…
Gözü doyar önce insanoğlunun
Gerçekten insanın oğluysa şayet
Hayat demek, ne demek?
Acılarla kavrulmak mı
Sevinçlerle gülüşmek mi
Tarifi mi zor şu hayatın
Yoksa tahlili mi
Geçmek mi zor şu hayatı
Yoksa seçmek mi?
Kandildeki yağ ağır ağır eriyor…
Gözümdeki ışık
Odamdaki mum
İçimdeki hayal erimiyor
Dirençlerim büyüyor…
Hayat dediğin
Almakla vermek arasındaki
İnce çizgi…
Cüneyt GÜNDOĞDU