Geceleri
Soğuk, utancından titreyip vurulduğunda
Parmak uçlarımdan kıvılcımlar akar
Demiryolları kilitlenir
Yollar, karabasana çarpardı.
Uzun saplı bir usturanın ağzından doğrandığında gece
Kan gövdeyi götürür
Silahlar ardı ardına patlardı.
Küfürlerin bini bir para eder
Ağaçlar delik deşik olurdu.
Geceleri
Raylarda kıvılcımlar sıradurur
Telefon telleri bilenirdi.
Kaçamak cesaretler peydah olur
Soysuzlar, kale kuşatırdı.
İstenmeyen ne varsa dile gelir
Konuşurdu.
Gırtlağındaki pisliği kusar
Yeri yerinden oynatırdı.
Kadınlar, hayatlarını kiralar
Kiralarını öderdi.
Pis sakallı ve pis gülüşlü bir puşt
Köşede, ayaküstü para sayardı.
Geceleri
Bıçak gibi yanardöner bir delikanlı
Sokak lambalarını saçlarından çekiştirirdi.
Her yola çıkan sokaklar
Her yolu mübah sayardı.
Pişmanlık, sayrılığın ilk cümlesi
Ve geceler, hasat zamanında çürük ürün…
Doymayan iştihalar kazan kaldırır
İçi boş beyinlerin
Karınlarını doyurmasını beklerdi.
Tren düdükleri acı acı çalar
Ambulanslar yol isterdi.
Canlar pazara çıkar
Canlar, teslim olurdu.
Geceleri
Kor damlalar mil çeker saadete
Ela gözler intihara kalkışırdı.
Şerefsizler taksi tutar
Ezan vakti evlerine dönerdi.
Geceleri
Sert cisimler işbaşında
Ve
Göl kıyısında ölü kuğular…

Araba kadranları çatlamak üzere
Küfürler insanlara yağıyor.
Geceleri
Utanç, denize gömülür
İnsanlar
Yine de
Utanç denizine gömülmezdi.
Geceleri…
Geceler…
Allah’sız geceler…

Cüneyt GÜNDOĞDU

Cevap Ver

Please enter your comment!
Please enter your name here